"Başarının çalışmaktan önce geldiği tek yer sözlüktür."
                                                                      Vince Lombardi 

Çekte Ödeme

GENEL OLARAK ÇEK KAVRAMI

1- Çekte; ‘keşideci’ çeki düzenleyen kişi, ‘lehtar ve hamil’ lehine ödeme yapılacak kişi, ‘muhatap’ ise bankadır. Çek bir ödeme vasıtasıdır. Senet metninde “çek” kelimesinin (senet Türkçe ’den başka bir dilde yazılmışsa, o dilde “çek” karşılığı olarak kullanılan kelimenin) bulunması zorunludur. Çekin kayıtsız şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi içermesi gerekir. Çeke konan faiz koşulu, yazılmamış sayılır.
Çek nitelikli bir havale olarak ifade edilebilir. Bununla çeki keşide eden kişi, banka ile yapmış olduğu çek sözleşmesi ile bankaya, çek hesabından adına ödeme yapma yetkisi vermiş olmaktadır. Bu noktada ödeme yetkisinin temel dayanağı çek sözleşmesi olmaktadır.
Bu noktada bankanın konumu ve sözleşmenin önemi artmaktadır. Çek muhataba bağlı bir ödeme aracı olduğundan çekin tedavülü ve ekonomik sistem içinde yer almasında temel unsur muhatap bankalardır. Bankalara çeke özgü ödevler yüklemek ve bunları düzenlemek kamusal bir amaç taşır. 5941 sayılı Çek Kanunu ile bankalara yüklenen en önemli yükümlülüklerinin birisi de bankaların keşideciye vermiş oldukları çek defterlerine ait her bir çek yaprağı için ödemekle yükümlü olduğu tutardır. Her yıl Ocak ayında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından belirlenen ve Resmi Gazete ’de yayımlanan bu tutarı, muhatap banka gerekli koşulların varlığı halinde, kısmen ya da tamamen karşılıksız yazılan her bir çek yaprağı hamile ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.
Çeke ilişkin hükümlerin, mehaz İsviçre Hukukundan farklı olarak kambiyo senetleri üst başlığı altında öngörülmüş olması, Türk Hukukunda çekin de, tıpkı poliçe ve bono gibi bir kambiyo senedi olarak kabul edilmesi sonucunu doğurmuştur. 1
ÖDEME AÇISINDAN ÇEKİN HUKUKİ VE İKTİSADİ MAHİYETİ
Çekin birinci temel niteliği yukarıda da belirtildiği üzere bir kıymetli evrak türü olan kambiyo senedi olmasıdır. Bu sebeple kambiyo senetlerinin özelliklerini taşıyan çek; kanunen emre yazılı olup, şekle sıkı sıkıya bağlı, mücerret bir miktar para alacağının ödenmesi borcunu ihtiva eder. Çek hukuki niteliği itibariyle bir havaledir. Ancak alelade bir havaleden; görüldüğünde ödenecek olması, senet borçlularının kambiyo senetlerine mahsus müracaat hakkına sahip olmaları, kabul yasağı, ibraz süresi içinde çekten cayılamaması, sadece bir banka üzerine keşide edilebilmesi ve çekteki havalenin sadece belli miktar para borcunu içermesi gibi sebeplerden dolayı ayrılır. Bu sebeple çekin mevsuf (hususi veya mücerret ) bir havale olduğu söylenebilir.2
Çek de poliçe gibi bir tedavül senedidir. Ancak poliçenin aksine bir kredi vasıtası olmayıp, bir ödeme vasıtasıdır. Çek; kural olarak bir borcun ifası amacıyla verilir. Aksini iddia eden, örneğin çekin ödünç, avans veya teminat amacıyla verildiğini ileri süren, bunu ispat etmelidir.3
Çekin görüldüğünde ödenir olması, çekte vadenin bulunmaması, ibraz sürelerinin kısa tutulmuş olması ve çekte rehin cirosunun yapılamaması çekin bir ödeme aracı olduğunu göstermektedir. Ancak, 31.12.2012 tarihli 6273 sayılı Çek Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 6. Maddesi ile 5941 sayılı Çek kanununa eklenen geçici madde ile “31.12.2018 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir” çekin poliçe gibi kredi vasıtası olarak kullanılmasına imkân verilmiştir. Çek kanununa geçici olarak eklenen bu maddenin yürürlükte kalma süresinin uzunluğunu göz önünde bulundurduğumuzda bu uygulamanın ticari hayatımızda kalıcı olacağı düşünülmektedir.
Çek bir ödeme aracı olmakla birlikte, kanuni bir ödeme vasıtası da değildir. Yani çeki para ile bir tutmak mümkün değildir. Zira kanuni ödeme aracı olmamasının yanı sıra, çek hukuken kesin ödeme aracı da değildir. Çekle yapılan ödemenin, borcu ortadan kaldıran bir ödeme yani ifa sayılması için, salt çekin kullanılması yetmez. Ödeme aracı olan çekin temsil ettiği paranın alacaklı tarafından tahsil edilmesi ya da alacaklının banka hesabına geçirilmesi gerekir. Alacaklı, ödemelerin çekle yapılacağı hususunda bir anlaşma yoksa çeki kabule zorlanamaz.
KEŞİDECİ VE MUHATAP BANKANIN İLİŞKİSİ
Karşılık Bulunması Şartı
Bir çekin düzenlenmesi için, muhatabın elinde düzenleyenin emrine tahsis edilmiş bir karşılık bulunması ve düzenleyenin bu karşılık üzerinde çek düzenlemek suretiyle tasarruf hakkını haiz olacağına dair muhatapla düzenleyen arasında açık veya zımni bir anlaşma bulunması şarttır. Ancak, bu hükümlere uyulmaması hâlinde senedin çek olarak geçerliliği etkilenmez. 4
Karşılık, muhatap banka nezdinde bulunan ve keşideci tarafından bankaya tevdi edilmiş veya bizzat bankanın keşideciye sunduğu belli bir miktar olarak tanımlanabilir. Çekte bedel daima bir miktar para olacağından, karşılığında nakit olması gerekir. Karşılık keşidecinin bankaya açtıracağı bir mevduat hesabı olacağı gibi, kendisinin veya üçüncü şahsın hesabından virman suretiyle tasarruf edilebileceği belli bir hesap da olabilir. Bazı hallerde, bankaların müşterilerine açtıkları açık kredinin de yasal anlamda bir karşılık olduğu kuskusuzdur.5
Karşılığın para olarak bulunması gerektiğine göre, tahsil kabiliyeti ne kadar yüksek olursa olsun, rehin veya tahsil cirosu ile bankalara verilen ticari senetlerin karşılık sayılması mümkün değildir. TTK uygulamasında; öğretide de genellikle kabul edildiği gibi, çekin karşılığının en geç ibraz tarihinde hazır bulunması yeterlidir.6 Çünkü ibraz tarihinde karşılığı bulunan çekin hamili, her hangi bir zarar uğramamakta ve çek işlevini yerine getirmektedir. Bu nedenle, meydana gelmeyen bir zarar için keşideciyi hukuki ve cezai yönden sorumlu tutmanın yasal dayanağı yoktur.
Karşılığın; keşidecinin düzenlediği çek üzerinde numarası gösterilen hesapta bulunması gerekir. Keşidecinin muhatap banka nezdinde tasarrufta bulunabileceği farklı hesapları da varsa, bunlarda para bulunması, karşılığın varlığı için yeterli değildir. Ancak muhatap bankanın virman yoluyla bu hesaplardan ödeme yetkisi mevcutsa, karşılık var demektir.7
ÇEK ANTLAŞMASI
TTK.nun 783. maddesine göre, çek keşide edilebilmesi için, keşidecinin muhatap bankada karşılığının bulunması yeterli olmayıp; ayrıca bu karşılık üzerinde, çek keşidesi suretiyle tasarrufta bulunabileceğine dair muhatap ve keşideci arasında açık veya zımni bir anlaşmanın da bulunması gerekmektedir. Bu, bir akittir. Genellikle, çek anlaşması diye adlandırılan bu akit ile müstakbel 5 muhatap (banka), keşideciye, kendisi üzerine çektiği çekleri ödemeyi vaat eder. Karşı akit keşideci ise, muhatabın ödediği meblağları, kendisine ödemeyi taahhüt eder; bu ödeme, kaide ten bir karşılığın tesisi suretiyle olur. 8
ÇEK ANTLAŞMASININ TARAFLARI
Çek anlaşmasının tarafları, TTK. nun 783. Md. metninden de açıkça anlaşılacağı üzere; ‘’banka’’ ile ‘’keşideci’ ’dir. Çek anlaşması yapabilme hususunda keşideci yönünden herhangi bir özel ehliyet şartı bulunmamaktadır. TTK 670.md. ye göre, “Sözleşme ile borçlanmaya ehil olan kişi, kambiyo senetleri ile borçlanmaya da ehildir.” “Aktif çek ehliyeti” de denilen çek keşide edebilme ehliyeti açısından, Medeni Hukuk’un ehliyete ilişkin hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Hukukumuza göre, medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan herkes akit yapabilir (MK md.10). Keza, aktif çek ehliyeti; 19 Mart 1931 tarihinde Cenevre’de imzalanmış bulunan “Çekle İlgili Bazı Kanunlar İhtilafı Meselelerinin Halline Dair Konvansiyon” ile de düzenlenmiştir. Çekte muhatap olma ehliyetine (pasif çek ehliyeti) ise, yalnızca bankalar sahiptir. Hangi müesseselerin banka sayılacağı Bankacılık Kanunu ile tespit edilebilir. Bankacılık Kanunu’nun 3. Md. de, bankanın tarifi yapılmıştır. Buna göre, banka tabiri, ‘’mevduat bankaları ve katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarını’’ ifade etmektedir. Tabi ki bu durum Türkiye’de ödenecek çekler açısından geçerlidir. Çek Türkiye dışında ödenecekse, pasif çek ehliyeti ödeme yeri kanuna göre belirlenecektir. Her ne kadar “akit çek ehliyetine” bir sınırlama getirilmemiş ise de; bankalar, ‘çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını, TCMB’ce bankalara yapılan duyurular çerçevesinde her birinin kendi nezdinde oluşturduğu kayıtlardan araştırmak, bu kişilerin ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni göstermek zorundadırlar.’ 9
Çek Anlaşmasının Şekli
Çek anlaşmasının şekli hakkında 783. Md. de herhangi bir hüküm yoktur. Bu nedenle şekil serbestisi söz konusudur. (Borçlar Kanunu md.12) Genellikle muhatap banka ile keşideci arasında yazılı bir anlaşma yapılmaktadır. Ancak bu anlaşmanın zımni olarak yapılması da mümkündür (TTK md.783). Örneğin; bankanın müşterisinin talebi ile çek defteri vermesi ya da çek defterini müşterisine kendiliğinden göndermesi veya keşide edilen çeki anlaşma olmamasına rağmen ödemesi, zımni bir anlaşma olduğunu gösterir. 10
MUHATAP BANKANIN ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
-ÇEKİN ÖDENMEK ÜZERE İBRAZI
-İBRAZ KURUMU

Türk Ticaret Kanunu’nun 645. Maddesine göre, kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez. Çekin ödenebilmesi için muhataba sunulması gerekir. Hak ile senet bütünleşmiş olduğundan, hak senetten ayrı olarak talep edilemez. Bu açıdan çek ödeme amacı ile muhatap bankaya ibraz edilir.
Kıymetli evraktan doğan borcun ifası ile adi para borçlarının ifası arasında ifa yeri açısından önemli bir fark bulunmaktadır. Adi para borçları, Borçlar Kanunu’nun 89. Md. gereği, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenmekte iken; kıymetli evraktan doğan borç, borçlunun yerleşim yerinde ödenir. Bu durum, çekin iktisadi mahiyeti itibariyle hızlı devir yeteneğine sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Çek hamilinin, ciro yolu ile birçok kez değiştiği göz önünde bulundurulduğunda; alacaklı hakkında dahi tam bilgisi olmayan borçlunun, borcunu alacaklının yerleşim yerinde ifa etmesini beklemek çek kullanımının amacına da aykırıdır.
İBRAZ YETKİLİSİ
Kanunun aradığı anlamda geçerli bir ibrazdan söz edebilmek için, ibrazın; ibraz süresi içinde ödenmek üzere, hak sahibi hamil tarafından yapılması gerekmektedir. Hamile yazılı olan çeklerde, çeki muhatap bankaya sunan kişi hak sahibi hamil olarak kabul edilir.
Nama yazılı çeklerde, muhatap banka, ancak çekin hamili bulunan ve senette adı yazılı olan veya onun hukuki halefi olduğunu ispat eden kişilere ödeme yapabilir. 11
Bu husus ispat edilemediği halde ödemede bulunan muhatap banka, çekin hakiki sahibi olduğunu ispat eden bir üçüncü şahsa karşı borcundan kurtulmuş olmaz.12 Bu itibarla, muhatap bankaya ödeme için ibrazda bulunan kimsenin, çek üzerinde gerçekten alacaklı olarak görülmesi gerekmektedir.
Emre yazılı çeklerde, çeki ödeme için muhatap bankaya ibraz eden kimsenin, ibraza yetkili olup olmadığı, cirolar arasında düzenli bir teselsülün mevcut olup olmamasına göre belirlenir. Bu itibarla, bir çeki ödeme için muhatap bankaya ibraz eden kimse, en azından şeklen yetkili hamil olmalıdır.
İBRAZIN YAPILACAĞI MUHATAP
Çek “ödeme yerinde” muhataba ibraz edilir. Temel kural budur. Ödeme yeri çekte gösterilmemişse, muhatap bankanın ticaret unvanı yanında gösterilen yerde senedin ibrazı mümkündür. Muhatabın adı yanında birden fazla yer gösterildiği takdirde ise, çek, ilk gösterilen yerde ibraz olunur. Böyle bir açıklık ve başka bir kayıt da yer almıyorsa, çek muhatabın iş merkezinin bulunduğu yerde ibraz edilir
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. Maddede göre, karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir. Bu hükümden de açıkça anlaşılacağı üzere, Kanun, muhatap banka ifadesinden çeke konu hesabın açıldığı banka tüzel kişiliğinin anlaşılması gerektiğini düzenlemiştir.
Görüldüğü üzere, muhatap bankanın tüm şubelerinin; ‘’çekin ibraz edileceği muhatap’’ kavramına dâhil olduğu açıktır. Dolayısıyla, muhatabın çek ile işleyen hesabın bulunduğu şube dışındaki herhangi bir şubesine ibrazı da, geçerli bir ibrazın tüm hukuki sonuçlarını doğuracaktır.
TAKAS ODASI
Çekin muhataba ibrazı kuralının istisnası olan çekin takas odasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçer. (TTK Md. 798) Kanunun bu açık düzenlemesi karşısında, takas odasının yasal ibraz yeri olarak kabulü gerekmektedir. Buna göre, bir takas odasının, çek zamanında teslim edildiği halde ödenmediğini tespit eden tarihli bir beyanıyla, sabit bulunduğu takdirde hamil; cirantalar, düzenleyen ve diğer çek borçlularına karşı başvurma haklarını kullanabilir.
İBRAZ SÜRELERİ
Çekin, muhatap bankaya veya takas odasına ödenmek üzere ibrazı için kanunda öngörülmüş olan sürelere ‘’ibraz süresi’’ denir. İbrazın bütün hukuki sonuçlarının doğurabilmesi, ibraz süresinin geçmemiş olmasına bağlıdır. İbraz süreleri TTK ile ayrıntılı olarak belirlenmiştir.
Bir çek, düzenlendiği yerde ödenecekse on gün; düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. Ödeneceği ülkeden başka bir ülkede düzenlenen çek, düzenlenme yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ise bir ay ve ayrı kıtalarda ise üç ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. Bu bakımdan, bir Avrupa ülkesinde düzenlenip de Akdeniz’e sahili bulunan bir ülkede ödenecek olan ve aynı şekilde Akdeniz’e sahili olan bir ülkede düzenlenip bir Avrupa ülkesinde ödenmesi gereken çekler aynı kıtada düzenlenmiş ve ödenmesi şart kılınmış sayılır.
ÇEKİN ÖDENME USÜLÜ
Çekle ödeme, senette yazılı belli miktar paranın muhatap banka veya senet borçlularından biri tarafından senet alacaklısına eda edilmesidir. Çekte, birbirinden farklı birtakım ödeme şekilleri öngörülmüştür. Bunların her biri, bazı ihtiyaçları karsılar. Genellikle, emniyet ve kolaylık sağlamak düşüncesinden hareketle tesis edilen bu ödeme şekilleri, Cenevre Yeknesak Çek Kanunu’nda hükme bağlanmış, oradan da İsviçre Borçlar Kanunu’na ve dolayısıyla da Türk Ticaret Kanunu’na alınmıştır.
NAKDEN ÖDEME
Çekin ibrazında hemen ödenmesi olağan yoldur. Hamil, çeki muhatap bankaya ödeme için ibraz ettiğinde çekte yazılı tutarı nakden alır ve TTK.nun 789/4. Md. gereği cirolu çeki makbuz hükmünde muhatap bankaya bırakır.
ÇİZGİLİ ÇEK ARACILIĞIYLA ÖDEME
Özellikle emre ve hamiline yazılı çeklerle kayıp ve çalınmaya dayalı riskleri asgariye indirmek amacıyla düzenlenen ödeme şekillerinden biri de çizgili çek ile ödemedir. TTK, çizgili bir çekte gerek muhatap gerek çekin tahsile verileceği banka açısından; işlem yapılabilecek kişilerin çevresi sınırlandırılmış böyle bir çekin herhangi bir hamil değil, sadece bankasının “müşteri” sıfatını taşıyan, dolayısıyla en azından kimliği ve adresi konusunda emin bilgiye sahip olunan bir kişi tarafından tahsile verileceği veya ödenmek üzere ibraz edilebileceği hükmünü içermektedir. Bir çekin çizilmesinin temelde iki hukuki sonucu vardır. Bunlardan ilki çizgili bir çekin muhatap tarafından ancak bir bankaya ya da kendi müşterisine ödenebilmesi, ikincisi ise bankaların çizgili bir çeki ancak kendi müşterilerinden ya da bir bankadan iktisap edebilmesi ve sadece onların hesabına tahsil edebilmesidir.
Bir çekin düzenleyeni veya hamili onu, TTK 804 üncü maddede gösterilen sonuçları doğurmak üzere çizebilir. Çekin çizilmesi, çekin ön yüzüne birbirine paralel iki çizgi çekilerek yapılır.
Çek, genel veya özel olarak çizilebilir. İki çizgi arasına hiçbir ibare konmamış veya “banka” kelimesi veya buna benzer bir ibare konmuş ise çek, genel olarak çizilmiş demektir. İki çizgi arasına belirli bir bankanın ticaret unvanı yazılmış ise çek, özel olarak çizilmiş demektir. 17
Genel çizgi özel çizgiye dönüştürülebilir; özel çizgi genel çizgiye dönüştürülemez. Çizgilerin veya zikredilen bankanın ticaret unvanının silinmesi hükümsüz sayılır.
Genel olarak çizilen bir çek, muhatap tarafından ancak bir bankaya veya muhatabın bir müşterisine ödenebilir.
Özel olarak çizilen bir çek, muhatap tarafından ancak ticaret unvanı gösterilen bankaya veya bu banka muhatap ise onun müşterisine ödenebilir. Ticaret unvanı gösterilen banka, bedelin tahsili işini diğer bir bankaya bırakabilir.
Bir banka, çizgili çeki, ancak müşterilerinden veya diğer bir bankadan iktisap edebilir. Aynı şekilde onu, sözü geçen kişilerden başkaları hesabına tahsil edemez.
Çek, birden fazla özel olarak çizilmiş ise, muhatabın bu çeki ödeyebilmesi için çekin ikiden fazla çizilmemiş olması ve çizgilerden birinin, çekin bir takas odası tarafından tahsil edilebilmesi amacı ile yapılmış olması şarttır. Aksi halde, aykırı hareket eden muhatap veya banka, çek bedelini aşmamak üzere, oluşan zarardan sorumludur.
MAHSUP ÇEKİ İLE ÖDEME
Nakdi tediyelerin olumsuzluklarını önlemek ve para naklinden tasarruf temin etmek gibi amaçlarla çekin nakden ödenmesi men edilebilir. Böylece de, hiçbir şekilde nakdi tediyede bulunulmaksızın, herhangi bir muameleyi tamamlamak mümkün olur. Bu amaçla da, mahsup çeki kullanılmaktadır.
Bir çekin düzenleyeni veya hamili çekin ön yüzüne “hesaba geçirilecektir” kaydını veya buna benzer bir ibareyi yazarak çekin nakden ödenmesini önleyebilir. Bu takdirde çek, muhatap tarafından ancak hesaba alacak kaydı, takas, hesap nakli suretiyle kayden ödenebilir. Bu kayıtlar ödeme yerine geçer.
ÖDEME YERLERİ
5941 Sayılı Kanunun 3. Md. ile ibraz süresi içerisinde ödeme için muhatap bankaya ibrazı halinde karşılığı bulunan çekler için ödeme yükümlülüğü öngörülmüştür. İbrazın yapıldığı muhatabın türüne göre ödeme yükümlülüğü açısından birtakım ihtimaller doğmaktadır.
HESABIN OLDUĞU BANKA ŞUBESİNCE ÖDEME YAPILMASI
Muhatap banka çekin kendisine ibraz edildiği anda ödemeyi yapabilmek açısından, çekte belli hususları incelemekle yükümlüdür. Bu zorunluluk muhatap bankanın basiretli bir tacir gibi davranma yükümünden kaynaklandığı (TTK Md. 18 ve5941 Sayılı Kanun Md. 2) gibi çeke ilişkin özel hükümlerden (TTK Md. 801) gibi de kaynaklanmaktadır.
MUHATAP BANKANIN ÇEKİ İNCELEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Yargıtay’a göre itibar ve itimat kurumları olan bankalar, TTK. nun 18/2 maddesi gereği her zaman basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorundadırlar. Muhatap bankanın süresi içinde ibraz edilen bir çeki hamiline ödeyebilmesi için, her şeyden önce çekin TTK. nun öngördüğü zorunlu unsurları taşıyor olması gerekir. Aksi takdirde ibraz edilen senet çek hükmünde sayılmayacağından; muhatap banka böyle bir senedin bedelini öderse keşideciye karşı sorumlu olur. Bu sebeple kendisine çek ibraz edilen banka, öncelikle onun çek niteliğini taşıyıp taşımadığını araştırmalıdır.
Bankanın, ibraz edileni çek olarak tespit etmesinin ardından; çekin süresinde ibraz edilip edilmediğini kontrol etmesi gerekmektedir. Gerek muhatap bankanın ödeme yükümlülüğünün gerekse hamilin müracaat hakkını kullanabilme hakkının en önemli kriteri, çekin süresinde ibraz edilmesidir. Bu sebeple banka, çekin keşide ve ödeme yerlerine göre TTK 796. Maddesinde belirlenmiş süreler içinde çekin ibraz edilip edilmediğine dikkat etmelidir. İbraz süresi geçmişse, banka çek bedelini ödemekle mükellef değildir.
Banka, çek üzerinde silinti ya da kazıntı olup olmadığını, rakam ve yazı ile yazılmış olan meblağların birbirine uyup uymadığını, çek numaralarının teselsül edip etmediğini de incelemelidir.
Keza, çek üzerindeki imzanın keşideciye ait olup olmadığı noktasında, bu imzanın hesap kartonundaki yâda çek anlaşmasındaki imzaya uyup uymadığı araştırılmalıdır. Çek keşidecisinin, tüzel kişilik olması durumunda; tüzel kişi unvanının çekte yer alıp almadığı, keşide eden kişiye kambiyo senedi tanzimi konusunda özel yetki verilip verilmediği, keşideci imzasının sirkülere uygun olup olmadığı tetkik edilmelidir. Muhatap banka çekte ciroların varlığı halinde, ciro silsilesinin düzenli olarak devam ettiğini incelemek zorundadır. Ancak,
Bankanın cirolardaki imzaların gerçekliğini araştırmak gibi bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.
KARŞILIK VE ÇEK ANTLAŞMASININ TESPİTİ
Çekin muhatap bankaca keşidecinin nam ve hesabına ödenebilmesi için, keşideci ile muhatap banka arasında geçerli bir çek anlaşmasının varlığı da şarttır. Keza, bankanın ödemede bulunabilmesi için usulen karşılığın bankada mevcut olması gerekir. Geçerli bir çek anlaşmasının mevcut olmaması veya karşılığın kısmen dahi bulunmaması bir ödeme engelidir. Bu sebeple ibraz edilen çekin keşidecisi ile muhatap banka arasında çek anlaşmasının olup olmadığının ve ibraz edilen çekin karşılığının bulunup bulunmadığının da araştırılması zorunludur.
MEŞRU HAMİLİN VE VERGİ KİMLİK NOSUNUN TESPİTİ
Çeki ibraz edenin, çekin yetkili hamili olması ve bu kişinin hüviyetinin tespit edilmesi de muhatap bankanın inceleme yükümlülüğü içinde mütalaa edilmesi gereken bir husustur. Bu konuda, yetkili hamilin belirlenmesi, çekin nama, emre veya hamiline yazılması durumlarına göre çeşitlilik arz eder.
Hamilin vergi kimlik numarasının tespiti ise, 5941 sayılı Kanunun 3. maddesinde; muhatap bankaya, hamilin vergi kimlik numarasının saptanmasına yönelik bir yükümlülük de getirilmiştir. Muhatap bankanın bu hüküm uyarınca hamilin vergi kimlik numarasını saptamasının gerekliliği de inceleme yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmelidir.
ÖDEME ENGELİ OLUP OLMADIĞINI ARAŞTIRMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Muhatap banka, ödeme için ibraz halinde; herhangi bir ödeme engeli olup olmadığını da araştırmakla yükümlüdür. Çekten cayma, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, rehin vb. sebeplerle bankanın çeki ödememe yükümlülüğü olduğuna göre, bu yükümlülüğü yerine getirebilmek adına ödeme engeli olup olmadığını da araştırma yükümlülüğü mevcuttur.
ÇEK HESABININ BULUNDUĞU ŞUBEDEN BAŞKACA ŞUBEYE İBRAZ
-PROVİZYONLU ÖDEME

Çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.20 Banka imza kontrolü yapamamasına rağmen, hamilin güvenilir kişi olmasını göz önüne alarak, çek bedelini öder. Çekin provizyon sonunda karşılıksız çıkması halinde, karşılıksız çek hükümleri gereği işlem yapılır.
PROVİZYONSUZ ÖDEME
Çekin, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece ‘’karşılığı sorulmak suretiyle’’ ödeneceğini ifade etmiştik. Ancak, çekin provizyon alınmaksızın ödenmesi tamamen çekin ibraz edildiği banka şubesinin inisiyatifinde olup; böyle bir ödeme de geçerli bir ödemenin tüm hüküm ve sonuçlarını doğurur. Genellikle bankalar çok itibarlı müşterilerine çek bedelini her an geri alabilecekleri inancı ile provizyonsuz ödemede bulunurlar.
KISMİ ÖDEME
Düzenleyen, muhatap nezdinde çekin ancak bir kısım karşılığını hazır bulundurduğu takdirde, muhatap, bu tutarı ödemekle yükümlüdür. Muhatap bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu tutar dâhil kısmî ödeme hâlinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, Cumhuriyet Başsavcılığına “talepte” bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi hâlinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.
Kısmi ödemeyi reddeden hamil, reddettiği miktar oranında müracaat hakkını kaybetse de, bu durum ibrazı geçersiz kılmaz.
KARŞILIKSIZ ÇEKİN ÖDENMESİ
Karşılığı bulunmayan bir çekin de muhatap bankaca ödenmesi mümkündür. Bu ödeme geçerli bir ödemedir; dolayısıyla, hamile, keşideciye karşı hukuki ve cezai açıdan herhangi bir yaptırım uygulama hakkı tanımaz. Ancak, vekâletsiz iş görme esasları dâhilinde, havale ilişkisi içinde, keşideci lehine kredi açmak suretiyle vb. durumlarda bankanın, karşılık olmamasına rağmen ödeme yapması halinde, keşideciye karşı başvuruda bulunma hakkı mevcuttur. Banka, bu hakkını genel hükümler dairesinde kullanabilecektir.
Muhatap Bankanın Karşılıksız Çıkan Her Bir Çek Yaprağı İçin Ödemekle Yükümlü Olduğu Tutar Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
“Bankanın sorumlu olduğu miktar
MADDE 4- (1) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
a) Karşılığının hiç bulunmaması halinde,
1) Çek bedeli binikiyüz Türk Lirası veya üzerinde ise binikiyüz Türk Lirası,
2) Çek bedeli binikiyüz Türk Lirası nın altında ise çek bedelini,
b) Karşılığının kısmen bulunması halinde,
1) Çek bedeli binikiyüz Türk Lirası veya altında ise çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmi karşılığı binikiyüz Türk Lirası na tamamlayacak bir miktarı,
2) Çek bedeli binikiyüz Türk Lirasının üzerinde ise çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmi karşılığa ilave olarak binikiyüz Türk Lirasını
ödemekle yükümlüdür.”
“GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu Tebliğden önce yayımlanan Tebliğlere göre bastırılan çeklerden ötürü muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için yediyüz Türk Lirası na kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için yediyüz Türk Lirasına tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür.”24
Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir.
MUHATAP BANKANIN ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜN BULUNMADIĞI HALLER
Muhatap banka, ibraz süresi içinde çeki ödemekle yükümlüdür ve haksız olarak ödememe halinde de hamile karsı sorumludur. Muhatap bankanın çeki ödememesi haklı sebeplere de dayanabilir. Bu sebepler arasında; senedin çek hükmünde sayılmaması, ibraz edenin yetkili hamili olmaması, çekin sahte veya tahrif edilmiş olması, 18.2.2009 tarih ve 5838 sayılı tarihli yasadan önce ibraz edilen çekler için ödeme yasağının bulunması, geçerli bir çek anlaşmasının mevcut olmaması, çekin karşılıksız olması, çekteki imzanın hesap kartonundakinden farklı olması, hesap üzerinde rehin, haciz veya ihtiyati tedbir bulunması, ibraz süresinin geçmesi, çekten cayılması, çizgili çek ve mahsup çekine has özel durumların bulunması örnek olarak sayılabilir. Bu ve benzeri sebeplerle çekin hamile ödenmemesi halinde hamilin müracaat hakkı bulunmaktadır.
ÇEKTEN CAYMA
Çekten cayma TTK 711. maddede düzenlenmiştir.
“Çekten cayma, ancak ibraz müddeti geçtikten sonra hüküm ifade eder.
Çekten cayılmamışsa, muhatap, ibraz müddetinin geçmesinden sonra dahi çeki ödeyebilir.”25
TTK 711/1’e göre ibraz süresi içinde çekten cayma söz konusu değildir. İbraz süresi geçtikten sonra çekten cayılabilir. İbraz süresi içinde çekten caymanın ancak ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade edeceği kuralı emredici midir?
Çekten caymanın ibraz süresi içinde hüküm ifade etmeyeceği kuralının emredici olmadığı belirtilmiştir. İbraz süresi içinde çekten cayılmış ve buna karşın muhatap banka cayma beyanına uymayarak çek hamiline ödeme yapmışsa, muhatap bankanın bu ödeme dolayısıyla keşideciye karşı herhangi bir sorumluluğu olmayacaktır. İbraz süresi ise TTK 708 inci maddesine göre keşide tarihinden itibaren 10 gündür.
Çekten cayma işleminin muhtevası, kendisi tarafından keşide edilip tedavüle sokulan çekin ödenmemesi istemidir. Keşidecinin bu işlemi muhataba yönelerek çek anlaşmasından kaynaklanan yetkisine dayanılarak yapılmaktadır. Keşideci çekin kendisinden caymamakta sadece muhataba verdiği ödeme yetkisini geri almaktadır. Çekten caymada korunan taraf keşidecidir ve keşidecinin lehtarla ilişkisinden kaynaklanan ve def’i dermeyanına imkân verdiğine inandığı bütün sebepler caymaya dayanak oluşturabilir. Karşı edimin ayıplı olması veya başka bir sebepten alacaklı olması gibi. Lehtar ve cirantalar cayma halinde genel hükümler yoluyla alacaklarını tahsil edeceklerdir.
Keşidecinin cayma hakkını kullanırken herhangi bir gerekçe ve neden göstermesi zorunlu değildir. Cayma yazılı veya sözlü bir şekilde yapılabilir. Caymanın yazılı olarak yapılması keşidecinin çekten caydığı yolundaki iddiasının ispatında delil teşkil etmesi açısından önem arz etmektedir.
Çekten cayma tek taraflı varması gereken bir beyandır ve muhataba ulaşınca hüküm doğuracaktır. Bu nedenle bankanın ne ibraz süresi içinde ne de ibraz süresi geçtikten sonra caymanın haklı olup olmadığına karar vermeye takdir hakkı yoktur. Muhatap ibraz süresinden sonra caymaya rağmen hamile ödeme yaparsa bu miktarı keşideciye borç kaydedemeyecektir. İbraz süresinden sonra cayma nedeniyle çeki ödemeyen bankanın sorumluluğu yoktur.
Geçerli bir cayma beyanı varsa keşidecinin cayması ile lehtar ve cirantaların hakları aynen devam etmekle beraber sadece kambiyo hukuku çerçevesinde çekin muhatap tarafından ödenmesini isteyebilme hakkı ortadan kalkmıştır. Zira ibraz süresinin geçmesi hamilin başvuru hakkının kaybına yol açar. Ancak çekten cayılmış olması, temel borç ilişkisinden doğan yükümlülüğü ortadan kaldırmayacağından hamil bu ilişkiye dayanmak suretiyle genel hükümlere göre keşideciyi takip edebilecektir.
SONUÇ
Kıymetli evraklardan çek halen en sık ve güvenilir şekilde ülkemizde kullanılmaktadır. Çek muhataba bağlı bir ödeme aracı olduğundan çekin tedavülü ve ekonomik sistem içinde yer almasında temel unsur muhatap bankalardır. Çek in ödeme için ibrazı ile birlikte muhatap bankanın, ödeme yükümlülüğü dâhil birtakım yükümlülükleri doğar. Muhatap bankanın, çek bedelini ödeme yükümlülüğü dışında, süresinde ibraz edilen ve kısmen ya da tamamen karşılıksız çıkan çeklerde, her çek yaprağı için ödemekle yükümlü olduğu bir tutar vardır.
Ancak çek karnesi vererek bir nevi kefil olan bankanın küçük sayılabilecek bu tutarları ödeyerek sorumluktan kurtulması hayatın olağan akışına uygun olacağı düşünülemez.
Genel olarak 5941 sayılı yasanın düzenlemeleri yerinde olmakla birlikte bu yasanın ikinci maddesiyle bankalara getirilen “Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını bu Kanun hükümlerine göre araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler” zorunluluğuna uymaları gerekmektedir. Diğer bir anlatımla müşteri kazanmak amacıyla çek karnesi dağıtılmasından vazgeçilmelidir. Bunun yerine ekonominin ve ticaret hayatının düzenli ve güvenli çalışması için bilgi çağına uygun daha ölçülebilir ve kontrol edilebilir bir sistemin banka sorumluluğunda uygulamaya konması gerekmektedir.

Kaynak : http://www.karakaya-inan.com/2017/01/16/cekte-odeme/

Author

Ahmet Cemali ADIR

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir